*Geçmişi yazmak genel olarak kolaydır,gelecek insanı yorar.Gelecekten konuşmak biraz endişe vericidir ve cesaretden destek alır.Bir çok insanla paylaştığın geleceğin,eğer beklendiği gibi gerçekleşmemiş olur da şimdi ye dönüşürse “Kader utansın,boşver içelim ” durumuna gelinmiştir.Kendi dünyanda “bir sen bir Rabbin” bilirse planlarını ve onlar beklenmediği şeylikle geliştiyse çok daha kötüsü….hayal kırıklığıyla yüzleşmek zorunda kalırsın.
Şimdi yeni paragrafa geçtim diye hangisinin daha iyi olduğunu tartışcak değilim.Çünkü birini seçip o yönde istikrarlı davranma şansın yok,olaylar ve insanlar seçimlerimizi onaylattırır.
*İnsanlara derdini sıkıntını anlatabilme ihtimalin ne kadar yüksek olursa olsun onların bunu gerçekten anlayabilme ihtimali o kadar düşük.Çünkü sen aslında benim için sadece “yüksek-düşük” karmaşasından ibaret olmayan bu satırları okurken Metin Işık-Lay Lay Lom Galiba’yı dinlersen biz sadece 2kişilik tek paragraf empati oyunu oynarız.
* “Sorunsal” bir iltifattır.Kabul et hoşuna gidiyor.Ancak etrafındaki sorunsalları bir gece ansızın Dexter Morgan stiliyle öldürüp Şişli Belediyesi çöp poşetinde Haliçe gönderebilirsin.Bu tezatla yüzleş,normalleş. “Sıradan,temiz yüzlü bir kızcağız” bir iltifattır.
*Biraz kuantum oku. “35yaşını düşünen 21i kaçırırmış” sözünü hiç duymadın,yeni uydurdun.Bayma beni kuantum gözlü sevgilim!
*Dengesiz olduğunu biz de kabul ettik,sen de.Bunu düzeltemezsin çünkü denge dengesizlerin sahip olamadığı bir olgu.Bir şeyi farkettim de;En önemli meselelerde soğukkanlığını koruyarak insanları şaşırtan sen! iken en sıradan olaylar da her şeyi koyuveren sen! Olmaman gerekir, yani bence.
*Bazı şeyler seni üzdüyse onlar için blogunda bile vakit harcamaman gerek.Hadi şimdi defol!
*Yine tatil için bir sürü şey planladın ve şu an programın çok gerisindesin,sürpriz değil ki. Her sene olan şey bu. “Sana plan yapma” dedim amma dedim,dedim dinletemedim.
*Gaza gelmek için dinle,ders almak için izle.Sonra da akülü arabana bin ve uzaklaş.