8/07/2010

sanat ve boş adam ilişkisi

Önümüzdeki aylar film festivalleri için en bereketli günleri içeriyor.Sorun bana "kaç festivale gidiyorsun evladım?"
- Hiç hocam.Ben sadece takipçiyim.Uzaktan festival programını takip eder,isim araştırması yapar,olayın magazinsel boyutuyla alakadar olurum.
-Otur yavrum,sıfır!

Bir kaç gecedir bu durum içime batıyor olacak ki; gözüme uyku gelmez oldu.Geçenler de yine uykumun yolunu kaybettiği bir gecede,yatağımda ara sıra sağa sola dönmek ve hep ayak uzattığım yere,baş uzatmak suretiyle düşüncelerim film şeridi tadında aktığı bir ahval ve şerait içinde idim.

Aniden olması çok doğal olan, takur tukur sesler gelmeye başladı mutfaktan. O kafadan nice korku filmi sahnelerinin geçtiği panik anlarını hepimiz bir kez olsun yaşamışızdır.
"Abla ablaa kalk,mutfaktan sesler geliyor." demek için doğruldum ki ablam "sende duydun mu?" deyiverdi.Gecenin karanlığı ve sessizliği sanki yanına dıı dıı dıı dımm tarzında bir gerilim müziği almış bizi germişti.
Zaten karanlıkta daha fazla ışık almak için büyümüş olan gözbebeklerimiz,kocaman oldu böylece.Ablamınkiler her zamanki boyutunda gibiydi amm
a kendiminkini bilmem :=]

Velhasıl olayı uzatmayayım anladık ki; kafasına kadın çorabı geçirmiş,dolaptaki tiramisuya(ben yaptım öhöm öhöm) dayanamamış hırsızımız değil, basbaya ağabeyimizmiş. E tahmin etmesi zor değil.
Odaya geri dönerken ablama dayanamadım dedim ki ;

- Uyanmışken sana bir şey anlatmalıyım.5dk dinle beni,yoksa sabaha unuturum,yazmaya kalksam düşüncelerimi toparlayamam,süper bir senaryo kurguladım az önce bii dinle.
- Neeeee manyak mısın kızım sen? Git uyu benim yarın işe gitmem lazım erken kalkcam.Sanat,edebiyat bunlar boş adam işi.Uğraşıcak vaktim yok benim.

Sabah uyanınca kurgumu hatırlıyordum,o kadar da unutkan değilm a dostlar amma geceden kalma heyecanım yoktu içimde.Gerçekten de sanat,edebiyat,sinema olayları işi olmayan adamların işi midir?Bu takıldı kafama haklı olabilirdi ablam.


Cem Yılmaz showunda onca espri arasına güzel de bir tespit yerleştirmişti o geldi şimdi aklıma.
"Atalarımız sanatsal eserler verememişler son zamanlarda.Adamların derdi toprak olmuş hep. Savaştan savaşa gitmişler,karın doyurmanın peşine düşmek zorunda kalmışlar.Hal böyle olunca oturupta dinlenme fırsatı bulamazlarken nasıl felsefeye kafa yorabilsin, nasıl düşünürler ,ressamlar,yazarlar yetişsin?"

Haklısın Cem yılmaz,katıldım üzülerek.Günümüze de bu olayı imkan meselesi olarak uyarlayabiliriz.
Misal veriyorum, net üzerinden takipçisi olduğum bir kaç yaşıtım var.Kendileri yıllardır kolejlerde okurlar,bilmem kaçıncı dillerini öğrenirler,şu akademiden şu akademiye koşarlar.Bir sürü ülkede fotograf çekme şansı yakalarlar.Süper bir portfolyo sahibi olurlar. Sakın önemli olan senin elindeki imkanlarla neler yapabildiğindir olayına girmeyin,öyle bir şey yok çünkü.

Daha yavaştan misal verecek olursam, ertesi gün bir işe gitmek zorunda olmadığım için yaz geceleri boyunca film izleyebilir iken,yorgunluktan bunu yapamayanlara dünyadan haberin yok arkideşş diyemeyiz.
Neyse niirrrden nire geldim yine.