1/20/2016

Weil am Rhein ve Vitra Campus

Burası Fransa,Almanya ve İsviçre arasında kalmış küçük bir endüstriyel lokasyon. Gri bir rengi var, doğal güzelliği ya da meşhur bir tatlısı bile yok buranın. Buraya gelmenin en güzel yanı şairin dediği gibi yolculuğun kendisi.. Eğer Milanodan gündüz tren yolcuğu yaparsanız,inanılmaz alp manzaraları bilet fiyatına dahil, ben gelmişken bir gece Zürihde konaklayıp diğer gün Basel'e geçmeyi tercih ettim. Aynı güzelliğin bir başka versiyonunu Zürih-Basel arasında karşıma çıktı,hızlıca yanından geçtiğiniz minicik kasabalar ve Heide nin keçilerinin ölüm tehlikesi geçirdiği eşsiz yeşil vadileri, bende yuvarlanarak düşme isteği uyandırdı.

Mimarlık camiasının arada uğraması gereken bir yere gittim bu kez. Vitra firması 1980lerden beri bu bölgede yatırımlar yapmaya başlamış. Vitranın üretim fabrikalarının ve bazı sevkiyat depolarının bulunduğu bu alan zaman içinde firmanın yatırım tercihleri doğrultusunda sadece bir fabrika bölgesi olmanın dışında bir tasarım köyüne dönüştürülmüş. Kampüsde kimi ararsanız var; Frank Gehry'nin kuzey Amerika topraklarından uzak ilk işi,Vitra Design Museum burada, Tadao Ando'nun ise Japonya topraklarından uzak ilk binası, aktif olarak kullanılan Jasper Morison tasarımı bir otobüs durağı, Zaha Hadid'in tarzını yeni yansıtmaya başladığı ilk çalışması ve diğer çok öenmli isimlerden Buckminister Fuller'in meşhur dome'u,Alvora Siza'ları, Sanaa'ları mı dersiniz herkes burada.

"Hetorojen modern mimari harmonisi"

Tasarımcılarla çalışmak istiyorsanız onlarla önce tanışmanız gerekir öyle değil mi? Vitra Campus bu tanışmayı, ürünlerinin sergilendiği VitraHaus, Chair museum da gerçekleştiriyor.Benimde vaktimi en çok harcadığım yer VitraHaus'un kendisi oldu.
Vitra firması ev mobilyalarını sergileyebileceği bir müze arayışıyla Herzog de Meuron un kapısını çalmış ve onlarda,bölgede var olan mimari tipolojiyi kullanarak, ev ölçeğinde bir müze tasarlamışlar. Uzaktan bakıldığında kaotik bir görünümü olsa da iç mekan da kullanılan beyaz duvar tercihi,sürekli ve ferah bir algı
yaratıyor.
Bir motto bulmak gerekirse " an interior project in exterior" diyelim.

Buraya yeniyıl arifesinde gitmiştim ve wishing room adında çok tatlı bir köşeyle karşılaştım. Hazır gelmişken yeni yıl dileğimi burada diledim,umarım gelecek seneye kadar gerçekleşmiş olur ve onun dısında barış,sağlık,mutluluk,huzur,hepimizin olsun...